TÜM YAZILAR


BU DEFA YOLCULUK NEREYE?


Özer Atik "Ver elini İstanbul" dinleyerek yazmayı tercih ediyorum bu defa. 
Deli gibi gezen biri olarak gezmeyi ne kadar özlediğimi söylemeden edemeyeceğim. 
Gecesi, gündüzü, her saniye yaşanası benim için..
Başka bir şehirde veya ülkede yaşama seçeneğim hiç olmayacak bu sevdam yüzünden. 

Özer Atik şarkısında diyor ki;
"Sen kazan ben kepçe geziyorum sokaklarında peşi sıra.
Yedi tepeli kadim dostum benim, büyüksün bilirim."
İstanbul’un benim dostum olduğunu düşünerek, hayalini kurduğum bir ömür çizmek istiyorum, kendime.. 
Uykuyu pek sevmeyen biri olarak, uykusuz gecelerimin sayıları çoğalırdı kesin.
Gündüzleri görülecek daha nice yerler olduğu için yürümeyi tercih ederdim. 
Kim bilirdi ki günlerce evden çıkamayacağımızı ve kim bilebilirdi insanın oturduğu yerden çok uzaklara gidebildiğini?
Mutfaktan salona gitmek, İstanbul'u tamamen turlamaktan ne kadar zor olabilir ki?
Evlerde oturuyoruz, kimsenin yapmadığını yapmaya, kimsenin aklına gelmeyen spor hareketlerini denemeye, kimsenin yemediğini yemeye, kimsenin dinlemediğini dinlemeye çalışıyoruz, kendi kendimize vakit geçirme yollarını arıyoruz. 
Kendimizden ne kadar uzaklaşıyoruz acaba, farklıysak farklıyız, değilsek değiliz. 
Acaba kendimizle baş başa kalmaya alışık mı değiliz? 
Acaba öğrenemedik mi bunca yıl kendimizle yaşamayı ve yaşlanabilmeyi?
Bir insanın tek başına ortaya çıkarabildiği onlarca şey var, üretken olabilmek ve kendi kendine yetebilmek, en iyisi olmaktan çok daha güzel bir anlamda. 
Amacımızla ve tutkumuzla buluştuğumuz noktada kendimiz olmaktır; diğerlerinden farklı olmak. 
Ben aslında gezmeden yapamayacağını düşünen ve gezmek eylemine acaip çok enerji harcayan biri olarak söylemek istiyorum. 
Tutkusuyla yaptığınız şeyler deneyin, uyumayı seviyorsanız sadece uyuyun, bir daha hiç bu kadar uyuyamayacak olabilirsiniz. 
Hiçbir şey yapmak istemiyorsanız, hiçbir şey yapmayın. Belki buna ihtiyacınız vardır?
Ben gezmeden, üretken olmadan, sürekli aktif olmayı seven ve sakinlikte yaşayamadığını düşünenlerdenim. 
Evin içinde gezemiyorum ve enerjimi atamıyorum diye düşündüm bir süre.
Sonra yolculuk yapabileceğim bir yol buldum, içe yolculuk. 
Çok uzak mesafesi olan ve göreceli kavramlar içerisinde tamamen kendi görecemi bulabildiğim bir yolculuk.
İnsan illa dışa yolculuk yapmak durumunda değilmiş demek ki. 
Oturduğum yerden uzaklara gidebilmeyi de öğreniyorum. 
Yolun çok başındayım ve belki de bu yolun sonunu bulamayacağım. 
En azından bu yolda sevdiğim ve keyfini yaşayabildiğim, üretim yapabildiğim mecra içerisindeyim, sakinim tatlı tatlı evimdeki yolculuğun tadını çıkarıyorum. 
Her zaman içe yolculuk halinde olmak, derin kuyularda olmak kadar zor.
Arada kafamı kaldırıyorum, haydi gidelim diyorum..
Nereye bilmiyorum.
Sonra..
Sevdiğim bir arkadaşım bana gezmem için (benim daha önce bilmediğim) bir şey hediye etmişti, bir radyo* linki..
Açıyorum, dünya üzerinde gitmek istediğim yeri seçiyorum ve seçtiğim sokaklarda çalabilecek müzikleri dinliyorum. 
Sonra yeniden içeri içeri seyahat ediyorum. 
Bir gün dışarı seyahatlerimizin olacağı sağlıklı günleri bekliyorum. 
Üretmeden yapamıyor ve kendimi dinlemek istediğimde dinliyorum. 
Ve düşündüğümde..
Hiç su taşımamış bir kova olmaktan daha ağır bir şey olmak istemiyorum. 
Bu yüzden kendimi tırtıklamayı seviyorum. 
Kendi sesimi, kendi nefesimi duymayı seviyorum artık. 
Kendimi hiç duymadan yaşadığım uzunca yıllarımın kötü geçtiğini söylemeyeceğim elbet!
İçeri seyahat etmeyi gereksiz görüyor da olabilirsiniz, saygı duyuyorum.
Kendinizi dinlemeyi ve sesinizi kendinize duyurmanızı tavsiye ediyorum.
Sakinlik ve derin nefes her zaman aydınlık düşünceler getiriyor.
Bu gün içeri yolculuk ediyorsam, dışarı yolculuk edeceğim ferah günleri de bekliyorum. 
Şimdilik hepimiz için sağlıklı günler diliyorum. 


*Yazıda bahsettiğim radyo için Tıklayın!
Ülkelerin, şehirlerin ve sokakların üzerindeki noktalara tıklayın ve oraya ait radyoları dinleyin. 


*Bunun gibi bir de İstanbul'u turist kameralarından izlemek için Tıklayın!


*Bahsi geçen Özer Atik şarkısını dinlemek için;
Youtube: Tıklayın!
Spotify : Tıklayın!




0 yorum:

 

Design by Event Faculty

sayfa sonu

Diğer yazılar için minik ok işaretlerini takip etmelisin!