Nasıl zor birşeydir, son kez
vedalaşamadan ayrılmak sevdiklerinden.
Vedalaşsan sanki üzüntün mü
hafifleyecek?
Vicdanın sana söyletiyor bu
sözleri
Son bir veda diye.
Kendini alıştırmak demek;
aslında alıştırabilseydim bu fikre ya da
bir gıdım aklımın ucunda olsaydı, kaybedebileceğim daha mı kolay olurdu alışmak
yokluğa? Cevabı Hayır!
Ben de kaybettim hem de aklımın içinden çıkmamasına rağman kaybetme
düşüncesi.
Üstelik giderken öyle
hazırladı ki bizi.
Öyle düşünmemek lazım aslında;
bilse bile insan kabullenmek istemiyor.
Bilse bile alışamayacağını
düşünüyor insan.
Bilse bile ayrılmak
istemiyor.
Sonsuza dek yanında kalsa
sevdiklerin, sen de sonsuza dek yaşasan ve bu güzel rüya hiç bitmese, bu
dayanılması ölesiye zor acılar hiç olmasa.
Keşke…
Dünya bir kanun çıkarmış
herkes ona inanmış.
Dillerde hep “dünyanın kanunu
bu” diyorlar geçiyorlar.
Herkes yapıyor bunu ama
yakınlarını kaybetmiş insanlar çok iyi biliyor ki… Herkesin o “geçecek” dediği
acılar geçmiyor. Arada sırada azalıyormuş gibi geliyor. Unuttuğun bile bir
anlık dahi olsa oluyor. Ama acılar geçmiyor ve sen o acıyla yaşamaya
alışıyorsun. O acıyla yaşarken mutlu olmaya da alışıyorsun.
O dayanılamaz acıya dayanmaya
çalışarak, hayatına kaldığın yerden devam etmeye çalışıyorsun. Kocaman bir boşluk yaşıyorsun, üzülüyorsun
tekrar takrar ağlıyorsun, bazen yastıkları yorganları tekmeliyorsun. Yine de
yaşıyorsun. Yaşayamayacakmışsın gibi geliyor ama yaşayabiliyorsun. Seninle
birlikte hayata devam eden insanlar var. Sana ihtiyacı olan insanlara destek
olmaya devam etmelisin. Belki de senin ihtiyaç duyduğun insanlar olacak. Bu
senin hayatında büyük bir durak sayılacak, aklının köşesi hep bir nebze bunu
düşünecek ve kalbinin bir kenarı mum ışığı kadar hep bunu yakacak. Geçmeyecek ama
alışacaksın.
Daha aklına birçok düşünce
gelip saplanacak. Beynin duruyormuş gibi olacak ve kulakların uğuldayacak.
Dünyadaki sesler sana vızıltı kalacak.
Bakacaksın ama görmeyeceksin, göreceksin ama bakmayacaksın. Bazen kalbin
bunca şeyi nasıl sığdırıyor bu bedene şaşıracaksın. Kalbin patlayacakmış gibi
olacak ama göreceksin patlamayacak.
Seninle birlikte bu acıyı
yaşayanlar da olacak. İster aynı gidenlere üzülün ister farklı sevdiklerinize
üzülün.
Bu hayat devam ettiği sürece
daha kötüsü ne olabilir ki diye düşüneceksin. Kalbin ve beynin burada takılı
kalacak ama hayatın devam edecek. Seni çok sevenlerin olacak. Belki senin çok
sevdiğin birileri daha doğacak. Doğum ne güzel şey bir düşünsen. Daha once
hayatında olmayan bir varlık geliyor ve seni onu ölesiye çok seviyorsun. Saçını,
kaşını, dişlerini, ellerinin biçimini bile hayal etmediğin bir varlık. Tırnağının
ucuna zarar gelsin istemiyorsun. Gözünün içine bakıyorsun acaba senden birşey
isteyecek mi diye!
Nasıl ihtiyaç duyuyor sana ve
aklından hiç çıkaramıyorsun.
Ölümde Doğum gibi birşey
dedikleri doğru olabilir mi acaba?
Her yönüyle anlamaya
çalıştığında bu cümleyi;
Aslında bu dünyadaki ölümün
başka bir dünyadaki doğumu olduğunu mu nitelemek istiyor bu sözü söyleyenler.
Yoksa
Yoktu aslında doğdu ve senin
çok sevdiğin biri oldu ve gidecek aslında
evet vardı, güzel zamanlarınız oldu, mutlu oldunuz ve yok oldu’ yu mu
anlatmak isterler.
Bazı bazı kafayı yiyecek gibi
olabilirsin fazla düşüncelere dalarsan. Kafayı yemekte güzel birşey olabilir
tabii. Aslında tam bilmediğim için belki de daha güzel birşeydir de, yorum
yapacak kadar bilgi sahibi değilim.
Sen yine de sen ol ki. Güzel
gözlerinin güzel ışıltısı hiç kaybolmasın.
Sana ihtiyacı olan insanlar
için ayakta durmalısın.
Normal olanı bu olmalı.
Ya da delir istersen, bu
hayat senin!
Mutluluk için delirebilirsin.
23.Haziran.2015 Salı günü yazıldı bu yazı!
0 yorum:
Yorum Gönder