TÜM YAZILAR


Yeni trend sosyal medyada olmamak olacak - Nil Karaibrahimgil'in Hürriyet köşe yazısından..



Delirdin mi sen neden bahsediyorsun dediğinizi duyar gibiyim ama gerçekten böyle düşünüyorum.
İnsanlar sosyal medyanın vakitlerinden ve kendilerine güvenlerinden nasıl çaldığını anladığında, bırakacak bu işi.
Zaten hayatı yaşamaya değer kılan iki şey var...
Kendini sevmek (modern adıyla öz şefkat) ve vakit.
İkisini de torbasına atıp kaçıyor bu.
Vaktimiz azalmış ve başkalarının hayatına özenir şekilde kalakalıyoruz bu cep telefonu denen ‘siyah ayna’nın karşısında.
Bu siyah aynaya bakıp her gün, “ayna ayna söyle bana, benden daha güzeli var mı şu dünyada” diye soruyoruz.
Ayna diyor ki, ‘Sultanım siz çok güzelsiniz de sizden güzel şu var”, “Sultanım siz geziyorsunuz tabi ama sizden güzel gezen bu var”, “Sultanım siz popülersiniz popüler olmasına ama sizden de popüler o var...”
Bu aynayla böyle konuşa konuşa geçiyor gün. Günün masalı bu oluyor.
“Black Mirror” dizisinin bir bölümü var, sosyal medyayla ilgili.
İzlemediyseniz izleyin. İnsanlar artık like’lamayı bırakmış, puanlamaya geçmiş.
Sokakta sana çarpıp geçen birini bile, anında profilini bulup puanlıyorsun.
Sevildikçe, insanlarla geçindikçe, güzel ve güler yüzlü oldukça puanın artıyor.
Korkunç bir dünya.
Her şey açık mavi, pembe... Hava güneşli, pırıl pırıl, Truman Show gibi.
Sahteliğinden kaçamadığın bir cennet.
Bütün her şey bu puanlara göre düzenlenmiş.
40 puanın üstündeysen emlakçı yüzde 20 indirim yapıyor.
32 puanın altındaysan o partiye giremiyorsun gibi.
Her şey puanlara göre organize olmuş.
Dolayısıyla insanlar çıldırmış ve ilişkiler sahteleşmiş.
Doğru söyleyenin dokuz köyden kovulduğu köylerinde yaşıyorlar.
Ben, bu işin çok devam etmeyeceğini düşünüyorum.
İnsan akıllı bir canlı. Soyulduğunu fark edecek.
İçindeki beğenilme arzusunu sömüren bu düzene dur diyecek.
Like’sız da mutlu olacak. ‘Like’la mutluluk olmaz’. Çağımızın deyimi bu olacak.
Takip etmekten yorulacağız. Kaçırmama paniği geçecek.
Başkalarının kral ve kraliçe olduğu hayatlarımızı terk edeceğiz.
Bu beğenme ve beğenilme konusu o kadar gözüme batar oldu ki, beş yaşındaki oğlum bile ‘anne beğendin mi?’ dediğinde, ‘önemli olan senin beğenmen’ diyorum.
Halbuki onun en temel ihtiyacı annesine kendisini beğendirmek.
Bir uyanış yaşanacak elbet.
Vaktim kıymetlim benim, her an ulaşılır olmayayım bir sürü grupta gezinmeyip, hayatımı gerçek insanları görerek geçireyim diyenler sosyal medyadan çıkacak.
Yavaş yavaş diyetler, kopuşlar, özgürleşmeler başlayacak.
Medyası düşecek, sosyali kalacak. Like’lanmadan ve like’lamadan yaşamak da mümkün olacak.
Tatil postlamak için gidilecek yer değil.
Yaşamak, solumak, sarılmak, çoğalmak ve çoğu zaman da azalmak için gittiğin yer tatil.
Başkalarına göstermeden de yaşayabiliriz mutluluğu belki.
Follower olmadan da yürünür hayat yolunda.
Yeter ki, yanında birkaç sevdiğin olsun.

0 yorum:

 

Design by Event Faculty

sayfa sonu

Diğer yazılar için minik ok işaretlerini takip etmelisin!