Bütün Dünyayı Astıracağım!
"Dünyadaki insanların en az insan olanı; yeryüzündeki canlıların en katı yüreklisi, pintilerin en pintisidir. Onun sevmesinden kuru, onun okşamasından kısır bir şey olamaz. Vermek öylesine zoruna gider ki, selam bile vermez kimseye, onu bile alır; yalnız alır..."
Böyle betimliyor onu tanıyanlar Cimri'yi... Kimdir bu Cimri? Gerçekten de dedikleri kadar acımasız, katı yürekli, pinti ve kötü müdür? İnsan doğuştan mı böyle olur? Sadece yazılmış bir karakter midir Cimri? Etrafımızda var mıdır böyleleri? Nasıl bir şey olurdu böylesi bir insanla yaşamak?
17. yüzyılda yaşamış Fransız komedya yazarı Moliere'in ünlü eseri Cimri'de belli bir zümreye bakmakla bir genelleştirmeye bakmak arasındaki pencereden birçok insanın ve ailelerin iç ve dış yapısına bakacak, garip rastlantılara tanık olacaksınız.
“Oldu bana olanlar. Param! Zavallı paracığım!”
Yeryüzündeki canlıların en katı yüreklisi, pintilerin en pintisidir. Vermek öylesine zoruna gider ki, selam bile vermez kimseye, onu bile alır; yalnız alır. Bu kişi cimriliği ile bilinen, 60’lı yaşlarındaki Harpagon’dan başkası değildir. Harpagon evlenmeye karar veriyor. Kendisine uygun bir eş bulabilmesi için ise çöpçatanlık marifetleri olan Frosine’e başvuruyor. Bu evlilik için mahalleye yeni taşınmış, yaşlı annesi ile beraber yaşayan Mariane’da karar veriyorlar. İkilinin arasını yapmaya başlayan Frosine, Harpagon’un oğlu Cleante ile Mariane arasındaki yakınlaşmayı öğrenince işler karışır. Diğer yandan da yanında çalışan Valere ile kızı Elise arasındaki ilişkiden de habersiz olan Harpagon evinin bahçesinde sakladığı altınlarının çalınmasının görmeyen gözleri iyiden iyiye diğer tüm olaylara kör oluyor ve yaşanan olayda tüm şehri sorumlu tutarak altınlarının derdine düşüyor.
17. yüzyılda yaşamış Fransız komedya yazarı Moliere’in ünlü eseri Cimri’yi Tansu Biçer yönetiyor. Oyunda Harpagon karakterini Serkan Keskin canlandırıyor. Frosine rolündeki Sezin Bozacı ve Jacques Usta rolündeki Yavuz Pekman oynuyorlar
Bazı replikler
"Hey Allahım, ne yapsam? Doğru söylerim döverler, yalan söylerim asarlar."
"Yetişin! Hırsız var! Yakalayın! Adam öldürüyorlar! Can kurtaran yok mu? Hak, adalet nerede? Allah yok mu? Vurdular! Canımı aldılar!"
"Hadi, gelsin çabuk jandarmalar, polisler, tüfekler, hâkimler, mahkemeler, işkenceler, darağaçları, cellatlar! Astıracağım, bütün dünyayı astıracağım. Yine de paramı bulamazsam kendi kendimi asacağım!"
"Bütün hukukçular bu işi ele almak zorundadırlar. Param bulunmayacak olursa bütün mahkemeleri mahkemeye vereceğim."
Bu oyun uzun yıllardır oynandığı için spoiler içerdiğini belirtmeden birşeyleri yazmamda bir zarar görmüyorum.
Bu oyun mutlaka Semaver Kumpanya’da izlenmeli derim ben.. Semaver’in fuaye alanına oluşturulmuş kütüphane, oyun başlamadan seni tiyatroyu sevmeye yönlendirecek bir piyano dinletisi karşılıyor. Çevre tiyatrosu sahnesi, seyirci kapasitesi ve yerleşimi ile size samimi dünyasında sıkı sıkı tutuyor. Oyun başlamadan el ile çalınan oyunun başlama habercisi zil. Seveceksiniz burayı.
Bir de Cimri oyunu ve ekibi Semaver’li olunca tam emin olmamak ile birlikte oyunun provalarının dikkate değer bir kısmının burada yapıldığını düşünmekteyim.
Her zaman söylediğim gibi oyun arkası bir görevde yer almak istediğim en güzel yerlerden biridir Semaver Kumpanya.
Başka bir yazımda da bahsetmiştim Semaver Kumpanya ismini Işıl Kasapoğlu, Sait Faik ile bir söyleşisinde Sait Faik’in bir gün bir tiyatrom olursa adını Semaver Kumpanya koyarım demesinden esinlendiğini biliyorum.
Kumpanya; aynı görüşü paylaşan, aynı eylemi yapan kimseler topluluğu, genellikle tecimsel amaçlı özel tiyartolara verilen isimdir. Tecimsel ise; “ticari” anlamında “para bakımından” demek gibi bir şey.
Cimri’ye dönersek eğer bu oyunda Harpagon; Paradan başka hiçbir şeye değer vermeyen, ailesine kızlarına ve hiçbir arkadaşlığa kıymet göstermeyen, çok zengin olmasına rağmen hastalık derecesinde cimri bir adamın davranışlarını canlandıran Serkan Keskin komedi tarzı ile oynamıştır.
Bay Harpagon kendisinden çok genç ve güzel bir kadınla ikinci evliliğini yapmak istemektedir. Aslında bu konu da bile aç gözlüdür, en genç, en güzel ve en masrafsızını, en ucuza kapatabileceğini istemektedir. Bunun için çöpçatan Frozen'den evliliği için aracılık yapmasını ister. Bay Harpagon hazır evdeki evlilik mevsimini açmışken kızı ve oğlunu da evlendirmeye karar vermiştir. İkisi için de uygun ve de dolgun birer cüzdan bulmuştur ve ona göre bu ebattaki cüzdanlarla yapılacak evliliklerin zaten mutsuz olma şansı yoktur.
Frosine, bu evliliğe arabuluculuk yaparak bir miktar para kazanmanın derdine düşmüş bir çöpçatanı oynar, genç ve güzel bir kızı hastalıktan ölünce çok zengin olabileceğine ikna ederek Harpagon ile evlendirmek için elinden geleni yapar hatta Mariane bu Cimri’nin oğluna deli gibi aşık olmasına rağmen..
Harpagon parmağındaki yüzüğü, güzel Mariane’e kaptırdığında ki sergilediği oyun hafızalardan silinebilecek bir sahne değildir. Harpagon hal ve haraketleriyle, bu yüzüğünü nasıl geri alacağını hatta mimikleriyle sergilediği tavrı tam olarak Cimrilerin Cimrisidir. Düştüğü gülünç durumlara aldırmadan sadece paraya değer vermesi ve parayı canı kadar çok seven bir cimri. Repliklerinde geçen “Paramı çaldılar, canımı aldılar” sözleriyle çok güzel vurgulayan, bunları söylerken tavrı, duruşu, sergilediği yüz ifadeleri hatta ellerinin duruşu ile bile tam bir cimri karşınızda durur.
Sahnede görebileceğiniz dekor, tamda cimri bir adamın evi, kostümler desen cimrilerin elinde kalan ikinci el eşyalar nitelliğinde, tam yırtılmamış ama öylesine eski ki.
Kıyafetler günümüze çok yakın derecede uyarlanmış, dekor muhteşem kutular, dolaplar, çekmeceler birleşiminden bir yığıntı izleniminde. Koskoca konak Harpagon’un yığınağı haline gelmiş gibi.
Harpagon ile aynı ortamda bulunmak o an zorunlu ise en tahammül edilmez bir cimridir. Arabasının ne kadar az yaktığını anlatır, evi ne kadar ucuza kapattığını anlatır, yemekleri nasıl ucuza getirdiğini anlatır, herşeyin en ucuz yoluyla nasıl halledilebileceğini anlatır, hatta öyle bir anlatır ki sen haline acır üzerine para verirsin. Söylediğin miktarı vermezsen üzerine bir de borçlu bile çıkabilirsin.
Serkan Keskin’in (Harpagon) Sezin Bozacı ( Frosine) Ezgi Ulusoy Tamer( Güzel sevgili, Mariane) I canlandırdığı bu oyunda hayatın bu kadar da olmaması gerektiğini, ölene kadar kendi mutluluğunuz içinde yaşamanız gerektiğini düşünürsünüz. Maddi hiç birşeyin bir önemi olmadığını, eğer hayattan bir tat bir zevk alıyorsan en güzel hayatı senin yaşadığını düşünürsünüz. Maddesel bir şeye bağlandığınızda bir yerlere takılı kaldığınızı ve ilerlemediğinizi her gün birşeylerin derdinden biryerlere tıkıldığınızı düşünürsünüz.
Düşünürsünüz de düşünürsünüz.
Bir zaman sonra bu dert sizi üzer, size sizlikten eder.
Böyle bir hayatın yorgunluğu ile yaşlanır gidersiniz. Aslında bir yere de gidemezsiniz.
Bu oyun bir durum komedisi olarak, repliğe gerek olmadan bile oynanabilir. Oyunculuklar yetenekler için her bir emeği olan kişiyi ayakta, ellerim çatlayana kadar alkışlarım.
Sabahattin Eyüboğlu tarafından çevirisi yapılan Moliere'in Cimri adlı oyununu Tansu Biçer’ yönetmenliğinde oynayan ekibe teşekkürlerin en büyüğünü sunuyorum. İyi ki oynamışsınız.
0 yorum:
Yorum Gönder