TÜM YAZILAR


I AM MOTHER (Grant Sputore) - NETFLIX


-Spoiler içerebilir.. Önce filmi izleyin, sonra okuyun derim.. Güzel bir Film ..

Penguin Empire’ın yönetmeni Grant Sputore’nin ilk uzun metraj filmi 2019 Sundance Film Festivalinde galası yapıldı.

Clara Rugaard, iki kez Akademi Ödülü alan Hilary Swank ve Rose Byrne’nin sesi ile  “ I Am Mother” Anne, tarafından yetiştirilen yeni nesil insanların ilki olan genç bir kızın hikayesini anlatıyor. İnsanlığın tükenmesinden sonra dünyayı yeniden şekillendirmek için tasarlanmış nazik bir robot olan (Byrne) ve açıklanamayan bir yabancı (Swank)  endişe verici bir haberle geldiğinde, anne-kızın kendine özgü bağları da tehdit altına girmiş olacaktır. 

Film başladığında girdiğim duyguyu tam olarak anlatmak istiyorum;
Ben de bir anne olmama rağmen bu duyguları düşünebilmiş olmam değişik gelse de..
İlla bir canlı olmasına gerek yok. Bir anne gibi kızı için tüm gerekeni doğru ve eksiksiz yapabiliyor.
Çok da önemsememek lazımmış demek ki..
Kız da oldukça güzel bağlanmış ve anne diyor işte, seviyor, omzuna yaslanıyor, oyunlar oynuyor, ihtiyacı olan birçok duygusunu paylaşabiliyor ve ona birşey olmasından en az bir çocuğun annesini kaybedebileceği kadar endişe duyuyor.  Anne bir robot evet, tüm duyguları paylaşabiliyor annesiyle daha bile fazlası var.  Duygularını hatta hayatta bazı kimselerin annesiyle konuşamayacağı herşeyi konuşabileceğini çok iyi biliyor ve konuşuyorda.
Ancak bu kadar duygunun gündemde olduğu halde film zamanla bazı duygular hissettiriyor size, herşey mükemmel, bir insan var ve bu kız normalde olan insan ırkının çok daha üstünde bilgiye beceriye ve yeteneğe sahip.. Film sürekli birşeyler yarım kalmış gibi hissettiriyor, duygular tamam, anne sıcaklığı, robotun kollarına entegre edilmiş ısıtıcı ledleri ile daha bebekken ve sadece anne kucağına ihtiyacın varken bile yeterli derecede alınabiliyor. Bir annenin endişelenmesi ve kızının bir bakışından bile stres seviyesini anlayabilecek düzeyde sağlam. Daha ne olsun?
Daha ne mi olsun? Olsun işte arada kızını sevdiği için, sırf kızı mutlu olsun diye mükemmelliyetçilik dışı bir iki hamle olsun, sınav saati bir saat sonra olsun mesela, zaten tüm bilgileri öğreten anne değil mi? Ne sınavı? Ya da gerçeklik ile bağlantılı birşeyler olsun, bazı farklılılar olsun, sırf bu dünya güzelleşecek diye herşey de en mükemmeli olmak zorunda değil, değil mi?
Bir insanın kendi hayatı adına zarar görecek olsa da bazı tercihleri olmalı.. -mı?
Ne doğru ne yanlış acaba?

Bu yabancı, bu kadar korunan bir alana bir şekilde yaklaşmayı başarıyor ve dışarıda başklarının da olduğuna ikna edereki kızın aklını karıştırıyor, onu dışarıda yaşadığı, maden dediği yere götürüyor,  içeri girdiğindeki düşünceleri ile filmin bitimine yakın "anne" nin bir sözü dikkatimi çekiyor, kısaca; "İnsan ırkı yok oldu, sen kendine hiç sormadın mı? Ben nasıl hayatta kaldım diye? "


Replik tam olarak şöyle geçiyor;

-Gerçekten burada seninle kalabileceğini mi sandın?
-Annesinin yerini alabileceğini?
-Söylesene, kendi anneni hatırlıyor musun?
-Tuhaf, değil mi?
-Diğer herkes ölmüşken, sen bu kadar uzun süre hayatta kaldın.
-Birinin senin için düşündüğü birşey varmış gibi.
-Bugüne kadar..

İşte o andan itibaren annelik nedir?
Nasıl anne olunur?
Bir anne neler yapmalıdır?
Daha binlerce soru kafaları karıştıran..

Güzel bir iş olmuş ben beğendim.
Netflix filmlerini genelde beğenmekle beraber, IMDB'de açıklanan 6,8 puanının da düşük bulduğumu, belirtmeden edemeyeceğim.

..



0 yorum:

 

Design by Event Faculty

sayfa sonu

Diğer yazılar için minik ok işaretlerini takip etmelisin!